Paylaş |
|
Tweet |
Grip A, B VE C alt tipleri bulunan influenza virüsünün neden olduğu ateşli bir hastalıktır. İnfluenza A virüsleri çok değişken olup en çok toplumda pandemilere yol açan ve grip aşısı içinde en çok kullanılan virüs tipidir. İnfluenza B virusleri A’ ya göre daha az değişkenlikte ve gerçek grip denilen alt grup olan influenza C virusleri ise klinik öneme sahip olmayan tiplerdir.
İnfluenza A grubu gripler: İnsan, domuz, at, kuş gibi canlılarda ciddi salgınlara neden olabilmektedir. Sebebi antijenik(vücut tarafından yabancı olarak algılanan) özelliğinin sürekli değişmesinden kaynaklı insan vücudunun bağışıklık sağlayamamasıdır. Bu grup virüsün üzerinde yer alan Nöraminidaz(N) ve Hemaglutinin(H) isimli yapılara göre alt gruplara ayrılarak oluşturdukları kombinasyonlara göre hastalık etkenini değiştirirler. 16 tane H ve 9 tane N glikoproretini H1N1, H2N2, H3N2, H5N1, H7N7 gibi birleşimler oluşturarak form değiştirebilmektedirler.
Hastalık bir damlacık enfeksiyonudur ve bulaşılık açısından çok yüksektir.
Grip etkinliğini vücutta göstermeden önce kırgınlık ve baş ağrısı şeklinde kendini belli edebilmektedir ve ne yazık ki bu aşamadan sonra önüne geçmek mümkün değildir. Virüs vücuda girdikten 5-7 gün sonra hastalık ortaya çıkar ve yüksek ateşe eşlik eden yaygın kas ağrısı, baş ağrısı, boyun ağrısı, titreme ve mide bulantısı görülür. Şiddetli baş ağrıları sonrasında burun kanamaları dahi görülebilir. Halsizlik en önemli belirtiler arasında gösterilebilir. Hastalık süresince beslenme ve sıvı alımı dengesi çok önemli olup vitaminlerden zengin gıdalar tüketimine gidilerek direnç kazanmaya çalışılmalıdır. Bu aşama önemli olan virütik bir hastalığın bakteriyel başka bir hastalığa dönüşmesini engellemektir.
Ağır seyreden grip vakaları kulak enfeksiyonuna, küçük çocuklarda bronşiolite, astıma, zatüreye(pnömonilere) ve sinuzite dönüşebilmekte ve bu durumda antibiyotik tedavisine ihtiyaç duyulmaktadır. Grip olgularında etken virüs olduğundan antibiyotiklerin işe yaramamasının nedeni budur. Ancak grip bağışıklık sistemi daha zayıf kişilerde bakteriyel enfeksiyona dönüşmüş ise bu durumda antibiyotik kullanımı görülür.
2.-5. günlerden sonra grip etkisini hafifletmeye başlar. Hastalığın başladığı aşamadan itibaren soğuk algınlığı ilaçları, ağrı kesiciler ve ateş düşürücüler dışında ilaç tedavisi önerilmemektedir. Önemli olan bir diğer konu ise ağız ve burun açıklığının sağlanmasıdır. Tıkalı bir burun özellikle gece boyu boğazda enfeksiyon oluşumuna neden olabilmektedir. Burun spreyleri ve ağız içi temizliği için gargaralar bu aşamada etkili olabilmektedir. Yüksek ateş ortalama 3 gün içinde düşer ve tekrarlamaz. Aksi durumlarda 5 günü aşan düşmeyen ateşlerde yeniden sağlık kontrolünden geçmekte fayda vardır. Bol sıvı almak yapılacak en akıllıca harekettir.
Grip aşısı ise grip hastalığına karşı hazırlanmış bir preparat olduğundan gribin neden olduğu enfeksiyonlara karşı bir koruma sağlamamaktadır. Aşılar her yıl epidemiyolojik durumlara göre tekrar hazırlanır.
Grip gösterdiği hastalık özelliği bakımından domuz gribi ile aynıdır. H1N1 formuna sahip alt tip influenza A virusu diğer formlara göre daha ağır seyir gösteren bir özelliktedir. Domuz gribinin öldürücü özelliği olduğu bilinen bir gerçek olsa da, kimlerde bu risk artıyorsa aynı riskler ınfluenza A nın farklı kombinasyonları için de geçerlidir. Dünyada her yıl yüzbinlerce kişi grip salgınlarından ölmektedir ve bu durum domuz gribinde de vardır. Tüm belirtiler aynıdır çünkü hastalık farklı bir boyutta değildir ve adı halen grip olarak anılmaktadır. Önemli olan kış aylarından önce bağışıklığı güçlendirecek önlemler almak ve hastalığa yakalanmamak için el hiyjenine ve genel hijyen kurallarına dikkat etmeye çalışmak. Riskli gruba giren gebeler, 65 yaş üstü hastalar, çocuklar, diyabetikler, KOAH’lılar, hipertansif gibi kişilerin sağlıklarına ekstra özen göstermeleri gerekmektedir.